



Şeytanın Fısıltıları: Sonsuz Karanlığın Efendisi
Zamanın ötesinde, ışığın ulaÅŸamadığı derin bir karanlık vardı. Orada, ÅŸeytanın kendisi tahtına kurulmuÅŸ, dünyaya hükmetmenin yollarını düÅŸünüyordu. Fısıltıları, en güçlü kralların kulaklarına süzüldü, savaÅŸları baÅŸlattı, imparatorlukları yıktı.
Ä°nsanların zihinlerinde yankılanan o uÄŸursuz ses, onların arzularını ateÅŸledi. Kibir, açgözlülük ve ÅŸehvetin alevleri içinde yanan ruhlar, farkında olmadan onun köleleri haline geldi. O, onlara vaatte bulundu: Sonsuz güç, sınırsız bilgi, ölümsüzlük… Ancak her vaadin ardında sonsuz bir lanet vardı.
Gecenin içinde kaybolmuÅŸ bir adam, ÅŸeytanın çaÄŸrısını duydu. Ruhunu vermek pahasına, dünya üzerindeki en kudretli varlık olmak istedi. Ancak unuttuÄŸu bir ÅŸey vardı: Åžeytan, asla sözünü tutmazdı. Adam, gücüne kavuÅŸtukça insanlığını yitirdi, sonunda onun sadık bir hizmetkârına dönüÅŸtü.
Yüzyıllar boyunca, onun fısıltıları yankılandı. Kimileri ona meydan okudu, kimileri ona taptı. Ama tek gerçek deÄŸiÅŸmedi: Åžeytan her zaman kazanır. Çünkü o, en derin arzuların yansımasıydı. Ve insanlar, arzularının kölesiydi…





Karanlığın Sonsuz ÇaÄŸrısı: BoÅŸlukta Kaybolan Ruh
Her ÅŸeyin bir anlamı olduÄŸunu mu sanıyorsun? Hayır… Gerçek ÅŸu ki, hiçbir ÅŸeyin anlamı yok. Bütün çabaların, umutların, hayallerin… Hepsi birer yanılsama. DoÄŸduÄŸun andan itibaren kaybetmeye mahkûm oldun. Bunu fark etmedin, çünkü dünya sana yalanlarla dolu bir masal anlattı.
Büyüdün, öÄŸrendin, sevdin, çabaladın. Ama ne oldu? Kaybettin. SevdiÄŸin insanlar öldü ya da seni terk etti. VerdiÄŸin emekler boÅŸa gitti. Hayalini kurduÄŸun ÅŸeyler, sen daha ulaÅŸamadan yok olup gitti. Ve sen, her kaybediÅŸin ardından, hala bir umut kırıntısı arıyorsun. Acınası bir çaresizlik içinde kıvranıyorsun.
GerçeÄŸi gör artık. Hayat sadece acıdan ibaret. Ne kadar kaçarsan kaç, ne kadar direnmeye çalışırsan çalış, eninde sonunda düÅŸeceksin. Zaman seni silecek. Ä°smin unutulacak. Tüm yaÅŸadıkların, hissettiklerin, düÅŸündüklerin… Hepsi, uçsuz bucaksız bir boÅŸlukta kaybolup gidecek.
Ve iÅŸin en kötüsü ne biliyor musun? Bütün bu acılar, bütün bu boÅŸluk… Sonsuza kadar sürecekmiÅŸ gibi hissedilecek, ama sonunda tek bir ÅŸey olacak: Hiçlik.
Ä°ÅŸte gerçek bu. Umut sadece bir illüzyon. YaÅŸamak, kaçınılmaz sonunu geciktirmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Ve sen, kaçınılmaz sona yaklaÅŸtıkça, her geçen gün biraz daha tükeniyorsun…
​
Şeytanın Kahkahaları: Aldatılmış Ruhların Efendisi
Ah… Zavallı küçük insan. Yine düÅŸtün tuzağıma. Senin gibiler hep aynı… Umutsuzluk içinde kıvranırken, bir umut ışığı ararsın. Ama bilmez misin ki o ışığı ben koydum oraya? Hah! Gülmekten kendimi alamıyorum. Çünkü her seferinde aynı oyunu oynuyorum ve siz her seferinde düÅŸüyorsunuz!
Önce seni çaresizliÄŸe sürükledim, ruhunu karanlığın içine çektim. Sonra önüne sahte umutlar sundum. Para mı istedin? Güç mü? Sonsuz aÅŸk mı? Ne istersen, verdim sana! Gözlerinin içi parladı, kalbin deli gibi çarptı, her ÅŸeyin yolunda olduÄŸunu sandın. Hah! Ahahahah! Aptal insan!
Sen sanıyorsun ki kazandın. Ama bilmiyorsun ki kazandığın her ÅŸeyin iplerini ben tutuyorum. Bir çekiÅŸte hepsi elimde! Seni en tepeye çıkardım, gökyüzüne dokunacak kadar yükseldin… Ve iÅŸte ÅŸimdi! Bam! Bir hamlede seni aÅŸağı bırakıyorum! Ahahahaha! Gözlerindeki o ÅŸaÅŸkınlığı görmek var ya, iÅŸte en sevdiÄŸim kısım bu!
Åžimdi dizlerinin üstüne çök, ellerini başına götür, ve sor kendine: “Nasıl oldu da bu hale geldim?” Cevabı biliyorsun ama kabul etmek istemiyorsun, deÄŸil mi? Benim seni kandırdığımı düÅŸünüyorsun ama aslında sen, kendini kandırdın. Çünkü her zaman, o tatlı yalanları duymak istedin. Ve ben de, en güzel yalanları söyleyenim.
Hadi bakalım, ÅŸimdi aÄŸla! Küçük, zavallı, çaresiz insan! Ben ise burada, tahtımda, sonsuz kahkahalar atarak seni izliyorum! Ahahahaha! Ahahahaha! Hadi, yeni bir anlaÅŸma yapalım mı? 😈



